Öncelikle Rüşvet suçunun temel unsurlarına, suçun oluşması için gereken maddi ve manevi özelliklerine baktığımızda , rüşvet suçunun kamu idaresinin işleyişini bozan bir suç türü olduğunu kabul edebiliriz. Bu bağlamda kamu idaresinin başlıca vazifesi kanunların eşit ve genel olarak uygulanmasıdır. Rüşvet veren kişi kanunların kendisi hakkında uygulanmamasını istemekte ve bunu sağlamak için bu eylemi gerçekleştirmektedir. Rüşvet eylemi kanuni veya kanunsuz hareket veya işlem bitene kadar, kamu düzenini kendi kütlesi bazında bozar ve tehdit eder. Bu nedenle rüşvet suçu , devlet disiplinine karşı işlenmiş bir suçtur. Öyleyse rahatlıkla bu suçta korunan hukuki yararın, kamu idaresine duyulan güveni korumak ve kamu idaresinde bulunması gereken disiplini sağlamak olduğunu pekâlâ söyleyebiliriz.
SUÇUN MADDİ UNSURLARI :
aa ) Kamu görevlisi olmak : Rüşvet almak ve almaya teşebbüs etmek suçlarını, ancak bir kamu görevlisi işleyebilir.
- bb) Kamu görevlisinin gerçekten görevli olması : Suçun oluşması için görevli olmak şarttır. Memuriyet sıfatının bulunması yeterli değildir.
cc ) Yarar kavramı : Eski Türk Ceza Kanununun aksine yeni ceza kanunu bu suçta örnekseme yöntemini değil sadece yarar kavramını kullanmıştır. Böylece rüşvet suçunun konusunu oluşturabilecek değerin ne olduğu, büyük ölçüde takdire bırakılmıştır. Memurun hayatına katkısı olabilecek maddi, manevi veya cinsel nitelikte her türlü yarar, rüşvet suçunun konusu olabilecektir.Kamu görevlisinin durumunu, maddi yada manevi bakımdan değiştirerek onu tatmin eden, almadığı ve kabul etmediği haline nispetle kendisini daha müsait duruma getiren her şey menfaat kavramına dahildir.
dd ) Yapılması yada yapılmaması gereken belirli bir iş : Rüşvet belirli bir iş nedeniyle alınmış veya verilmiş olmalıdır. İşin belirli olması, bir anlaşmanın bulunması veya teklifin yapılması için zaruridir. Memurun görev sahasına giren bir işin ortaya çıkması, rüşvet suçunun konusunu oluşturan işin belirli olması için yeterlidir. Gelecekte olması muhtemel bir iş hakkında anlaşma yapılması rüşvet suçunu oluşturmaz. Ayrıca bir memurun belirsiz işler için bir kimseden temin ettiği menfaat, rüşvet kavramına girmez.
ee ) Kabul edilemez platform : Buna gayri meşru zemin veya haksız zemin de demek mümkün olsa da bu cümlenin işbu maddi unsuru tam olarak karşılayamadığını düşünüyoruz. Bu sebeple, unsurun anlamını tam olarak yüklendiğini düşündüğümüz “ Kabul Edilemez Platform” terimini hukuk dünyasına sunmuş bulunmaktayız. Ayrıca ilgili terimin zaman içerisinde Yargıtay nezdinde ve üstat müelliflerce de kabul gördüğünü memnuniyetle müşeade etmekteyiz. Sonuçta rüşvet suçunda fail ve mağdur hukuken korunamaz ve kabul edilemez bir platformdadır. Sadece failin haksız zeminde bulunması halinde duruma göre irtikap veya görevi kötüye kullanma suçları oluşur. Mağdurun haksız zeminde bulunup bulunmadığını saptamak için mağdur hakkında yapılan işlem ( dava, soruşturma vb.) neticesinin beklenmesi gerekebilir. Mağdurun haksız zeminde olup olmadığı belli değil, ancak böyle bir ihtimal varsa, bu ihtimali gidermek için kamu görevlisi ile anlaşma yapılmışsa, rüşvet vermek suçuna yönelik bir kast mevcut ise de fiilen rüşvet suçunda bulunması gereken yasal unsurlar mevcut değildir. Bu nedenle pek çok Yargıtay kararında işlem sonucunun araştırılması istenmiştir.
- ff) Kanuni unsur : Rüşvet suçunun kanuni unsuru, bir işin yapılması veya yapılmaması karşılığında, maddi bir menfaatin temin edilmesidir. İşbu suçun oluşabilmesi için menfaatin temin edilmiş olması şarttır. Ancak izlenen suç siyaseti gereği anlaşmanın yapılmış olması halinde dahi suçun oluşacağı kabul edilmiştir. Bu anlaşmanın herhangi bir şekle bağlı olması zorunlu değildir. Rüşvet, memurun karşı taraf ile aralarında serbest iradelerinin ürünü olan ve karşılıklı rızaya dayanan bir anlaşma sonucunda yasa dışı çıkar elde etmesidir. Rüşvet suçunun söz konusu olabilmesi için kişi tarafından memura veya memur tarafından kişiye doğrudan yada dolaylı bir öneri yapılması şarttır. Tarafların serbest iradeleriyle rüşvet konusunda anlaşmalarıyla suç tamam olur. Çıkar sağlanacağına dair söz verilmesi bile suçun oluşması için yeterlidir.
gg ) Hareket unsuru : Suçun hareket unsuru bir menfaati iş karşılığı almak-vermek veya anlaşmaya varmaktır. Anlaşmaya, vermeye veya almaya teşebbüs etmek halinde, eksik teşebbüs hükümleri uygulanır. Bu suçta tam teşebbüs hiçbir zaman oluşmayacaktır. Anlaşmaya varmak ise iki taraf iradesinin rüşvet konusunda ve karşılığında mutabakata varmasıdır. Rüşvet suçu, menfaatin kamu görevlisi tarafından temin edildiği anda tamamlanmış olur. Ancak, izlenen suç siyaseti gereği olarak, rüşvet suçunun kamu görevlisi ile iş sahibi arasında belli bir işin yapılması veya yapılmaması amacına yönelik menfaat teminini öngören bir anlaşmanın yapılması durumunda dahi rüşvet suçu tamamlanmış gibi cezaya hükmedilecektir. Anlaşmadan vazgeçilmiş olması suçun oluşmasını engellemez çünkü esasen rüşvet anlaşması icra hareketlerine başlamayı ifade eder. Yeri gelmişken burada belirtelim ki rüşvet suçu, iki taraflı bir suç ve taraflardan her biri bağımsız fail durumunda olduğundan, haklarında iştirak hükümlerinin uygulanması da mümkün değildir.
- hh) İlliyet rabıtası : Rüşvet neticesi ile sanığın vazifesi arasında bir illiyet bağı bulunmalıdır. Bunun gibi rüşvete konu yararın temin veya vaat edilmesiyle, iş arasında da bir irtibat vardır.Ayrıca İşin yapılması, yararın temin edilmesine bağlı olmalıdır. Yarar temin edildiği için iş yapılmış olmalıdır. Bu sebeple illiyet bağı araştırması tam layıkıyla yapılmalı ve serbestçe değerlendirilmelidir.
SUÇUN MANEVİ UNSURU :
Suçun manevi unsuru genel kasttır. Ayrıca özel kasıt aranmaz. Çünkü bu suçta saik önemli değildir. Bir işi yapmak yada yapmamak karşılığında, yarar temin etmek genel kastı yeterlidir. Saik, menfaat ve ayrıcalık elde etmek duygusudur. Amaç işin yapılması veya yapılmaması karşılığında kanun karşısında kişiye bir ayrıcalık ve üstünlük, memura ise menfaat sağlanmasıdır. Ayrıca yararın da bir iş karşılığı sağlanmış olması gerekir. Yarar karşılığı yasaya aykırı iş yapmak kastı suçun oluşumu için gereklidir. Karşılıksız yapılan işler ve bir iş karşılığı olmadan temin edilen yararlar -hediye gibi – rüşvet suçunu oluşturmaz. Her iki tarafın haksız bir menfaati elde etmek amacıyla hareket etmiş olması gerekir. Haklı olmasına rağmen bir işlemden kurtulmak için rüşvet verilmişse, suç kastının mevcudiyetinden bahsedilemez. Örneğin ; haksız yere karakola götürülmesini önlemek için para vermek isteyen kişide rüşvet vermek kastı olamayacağından bu suç oluşmayacaktır.
İLGİLİ SUÇU ÖZETLEMEMİZ GEREKİRSE ;
- Kamu görevlisinin, görevini kötüye kullanmak suretiyle maddi veya diğer şekillerde bir menfaat temin etmesine rüşvet adı verilir.
2.Rüşvet suçunun konusunu oluşturan yarar, kamu görevlisinin rüşvetten önceki hali ile sonraki hali arasında, az da olsa bir fark oluşturan yarardır.
3.Rüşvet suçunda memurun görevli ve yetkili olması gerekir. Ancak rüşvete konu işin yapılması konusunda tek başına yetkili olması gerekmez. Yetkililerden biri olması yeterlidir.
4.Rüşvet suçu anlaşmakla oluşur.
5.Anlaşmadan rücu etmek veya gereğini yerine getirmemek suçun oluşmasına mani olmaz.
6.Akdi veya fiili rüşvet suçuna eksik teşebbüs mümkün olsa da, bu suçta tam teşebbüs mümkün değildir.
7.Rüşvet suçu ile irtikap suçu arasındaki temel fark, tarafların meşru yada gayrı meşru zeminde bulunmaları değil, memurun fiili işlerken ikna, cebir veya hile kullanmış veya hatadan yararlanmış olmasıdır. Haklı zeminde bulunmak sadece bir karinedir. Bu nedenle haksız zeminde bulunan bir kişiye karşı da irtikap suçu işlenebilir.
8.Beyanın gerçek iradeyi yansıtması sorunu ile cebir sorunu ayrı meselelerdir. Sadece beyanın iradeye aykırı olması söz konusu ise (suçüstü halinde) rüşvet almaya eksik teşebbüs, bu aykırılık bir cebir nedeniyle oluşmuşsa irtikap suçuna eksik teşebbüs söz konusu olacaktır. Rüşvet anlaşmasında tarafların gerçek iradelerine itibar etmek, rüşvet suçunun teşebbüs aşamasında kalıp kalmadığını saptamak için gereklidir. Rüşvet anlaşmasının yapıldığı ve edimlerin ifa edildiği yani suçun teorik ve pratik olarak tamamlandığı hallerde beyan ile irade arasındaki aykırılık nazara alınmaz.
9.5237 sayılı Türk Ceza Kanunu sisteminde rüşvet suçunda kamu görevlisi ve ilgili kişi, her zaman haksız zemindedir.
10.Tarafların haksız zeminde olup olmadıkları mutlaka saptanmalıdır. Bunun için iş sahibi hakkında yapılan yasal işlemin sonucu araştırılmalıdır. 765 sayılı Türk Ceza Kanunu döneminde bu araştırma basit rüşvet ile nitelikli rüşvet arasındaki farkı ortaya çıkarmak için yapılıyordu. 5237 sayılı yasaya göre ise rüşvet ile görevi kötüye kullanma suçu arasındaki farkı ortaya çıkarmak için bu araştırma yapılacaktır.
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu sisteminde haklı konuda rüşvet vermek (basit rüşvet vermek), haklı konuda çıkar sağlamak (basit rüşvet almak) fiilleri rüşvet suçu olmaktan çıkarılmıştır. Diğer anlatımla görevin gereklerine uygun davranarak yarar sağlamak halinde zorlama, ikna veya hile varsa irtikap, aksi halde görevi kötüye kullanmak suçu oluşur.
12.Yapmaması gereken bir işi yapmamak için yarar sağlamakta her zaman zorlama vardır. Haklı zemin karinesi bu halde geçerlidir. Ancak yapması gereken bir işi yapmak için menfaat temin etmekte her zaman zorlama yoktur. Haklı zemin karinesi bu halde geçerli değildir.
13.Mağdurun haksız zeminde bulunduğu hallerde, rıza samimi ise rüşvet anlaşması oluşur. Rıza samimi olmadığı gibi manevi cebir de yoksa, (suçüstü halinde) rüşvet almaya eksik teşebbüs suçu oluşur. Manevi cebir, ikna, hata veya hile varsa irtikap suçu konusu olur.
14.Mağdurun haklı zeminde bulunduğu hallerde rıza samimi ise görevi kötüye kullanma suçu, rıza samimi değilse manevi cebirde yoksa (suçüstü halinde) yine görevi kötüye kullanma suçuna eksik teşebbüs, manevi cebir, ikna, hata veya hile varsa irtikap suçu oluşur.
15.Etkin pişmanlıktan faydalanmanın temel şartı, adli veya idari soruşturma başlamadan önce suçun ihbar edilmesidir.
16.Adli yada idari soruşturma yapmaya yetkili bir makama suçun intikal ettiği an, etkin pişmanlık süresinin sona erdiği andır.
17.Rüşvet almak suçunda etkin pişmanlık halinde rüşvete konu şey müsadere edilir. Ancak rüşvet vermek suçunda veren kişinin suçu ihbar etmesi halinde verdiği şey kendisine iade edilir.
- Rüşvet alan kamu görevlisi, dört yıldan on iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Rüşvet veren kişi de, kamu görevlisi gibi cezalandırılır. Rüşvet konusunda anlaşmaya varılması hâlinde, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur.
- Rüşvet alan veya bu konuda anlaşmaya varan kişinin, yargı görevi yapan, hakem, bilirkişi, noter veya yeminli mali müşavir olması hâlinde, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 252 nci maddesinin birinci fıkrasına göre verilecek ceza üçte birden yarısına kadar artırılır.
- Birinci fıkra hükmü, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kamu kurum veya kuruluşlarının yada kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının iştirakiyle kurulmuş şirketler, bunların bünyesinde faaliyet icra eden vakıflar, kamu yararına çalışan dernekler, kooperatifler yada halka açık anonim şirketlerle hukukî ilişki tesisinde veya tesis edilmiş hukukî ilişkinin devamı sürecinde, bu tüzel kişiler adına hareket eden kişilere görevinin gereklerine aykırı olarak yarar sağlanması hâlinde de uygulanır.
- Yabancı bir ülkede seçilmiş veya atanmış olan, yasama veya idarî veya adlî bir görevi yürüten kamu kurum veya kuruluşlarının memur veya görevlilerine veya aynı ülkede uluslararası nitelikte görevleri yerine getirenlere, uluslararası ticarî işlemler nedeniyle, bir işin yapılması veya yapılmaması veya haksız bir yararın elde edilmesi veya muhafazası amacıyla, doğrudan veya dolaylı olarak yarar teklif veya vaat edilmesi veya verilmesi de rüşvet sayılır.
DERLEYEN VE KALEME ALAN
İzmir Barosu Avukatlarından
AV.CENGİZ DEMİRCİ
KAYNAKLAR :
- Ceza hukuku özel hükümler Ayhan Önder
- Ceza hukuku genel hükümler Sulhi Dönmezer- Sahir Erman
- Türk ceza kanunu şerhi Muhtar Çağlayan
- Türk ceza yasası yorumu Mollamahmutoğlu-Savaş
- Türk ceza kanunu şerhi Faruk Erem
- Ceza hukuku özel hükümler Artuk-gökçen-yenidünya
- Memur suçları Erol Çetin
- Memur suçları İsmail Malkoç-Mahmut Güler
Rüşvet suçunun Anatomisi – Mehmet Tan Yıldız